Güzin Sayar-Güzin Abla Hayatı,Güzin Abla Biyografisi,Güzin Abla Kimdir?

Güzin Sayar, yani Güzin Abla , kökeni Reşat Nuri Güntekin ve Refik Halit Karaya uzanan, köklü bir ailenin kızıdır.

Dedesi Mahmut Hayri Beye ait Erenköy, Ethem Efendi Caddesinde, Haremlik ve selamlık bulunan eski dönemin o bağ köşkü diye tabir edilen ahşap bir köşkte dünyaya geldi. Ne yazık ki babasını çok genç yaşta kaybetti

Annesi Mediha Sayar, çok zeki ve çalışkan bir insandı. Babası üst düzey bir devlet memuruydu. O yine de eşini kaybettikten sonra, 3 yaşındaki küçük Güzini alıp baba evine döndüğünde, ailesine yük olmamak için çalışmaya başladı. Alman mektebi mezunuydu Üç lisan biliyordu. O dönemde, Türkiyenin ilk çalışan kadınlarından biriydi.

Güzin Sayar, Harbiye Orduevinin karşısındaki evlerinden, Notre Dame De Sion Fransız Kız Lisesine gidip gelirken, genç bir subaya aşık oldu... Annesinin muhalefetine rağmen, 16 yaşında o subayla evlendi. Son derece ince ruhlu, piyano çalan, mürebbiyelerle büyümüş bir genç kadınla, daha zor koşullarda yaşamış ve yatılı bir askeri okulda büyümüş olan bu genç adam pek bağdaşamamışlardı... Küçük kızları dünyaya geldikten bir süre sonra, eşinin başka bir kadını; hem de evli ve 2 çocuklu bir kadını, sevmesi nedeniyle, ayrılmak zorunda kaldı Birkaç yıl sonra evlendiği mimar Tayfur Şehbal ile de 5 yıllık evliliğini de yine bir başka kadının araya girmesiyle noktalamak zorunda kaldı.

Annesi Mediha Sayar, Yeni İstanbul gazetesinde muhasebe müdürü olarak çalışıyordu. Aynı gazetede tercüme yazılar yazarak mesleğe başlayan Güzin Sayar, daha sonra Son Havadis gazetesinde, Sorun söyleyelim adıyla 1960 lı yıllarda bir köşeye imza attı. Bu belki de, Güzin Abla köşesinin ilk işaretleriydi İnsanların sorunlarına eğilme merakı onda gençlik yıllarında da varolan, özel bir yetenekti İlerki yıllarda Akşam, Hür Vatan gibi gazetelerde Derim ki diye bir köşe yazısıyla devam etti. Bu arada Magazin müdürü olarak çeşitli gazetelerde çalıştı.

Saklambaç gazetesinde ilk kez kendi adını taşıyan dertleşme köşesini ise 1971 yılında yazmaya başladı. Zaten o sıralarda aynı gazetede Feride adlı bir dertleşme köşesi vardı. Yazı işleri müdürleri, bu köşeyi Güzin Abla Dertlerinizle Başbaşa başlığıyla, kendi adıyla sürdürmesini uygun gördüler. Ve Güzin abla köşesi böyle doğmuş oldu.
Güzin Abla olağanüstü güzel ve kültürlü bir kadın olduğu halde, ilginçtir; iki eşi tarafından da aldatılıp, terk edilmiş bir kadındı. Aynı zamanda çok onurlu bir insandı. İkinci evliliği ve ikinci hayal kırıklığından sonra, evliliğe noktayı koydu Üstelik o sırada 35 yaşındaydı Kendini kızına ve mesleğine adadı

Son beş yılını, yatağında geçirdi ve vefat etti. Güzin Abla köşesini, kızı gazeteci Feyza Algan a devretti.

Yorumlar